Aylar: Kasım 2015

Çocuklarımızın Beslenme Alışkanlıkları ve Atıştırmalıklar

Çocuklarımızın Beslenme Alışkanlıkları ve Atıştırmalıklar
Beslenme çocuklarınız için özellikle küçük yaşlarda dikkat edilmesi gereken kişisel gelişimlerinde de etkili olan beslenme önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.Özellikle anneler bu konuda çok hassastır ve yapılan bir çok araştırmaya göre anneler ile çocukları arasında özellikle 6-13 yaş gruplarında beslenme konularında bir anlaşmazlık söz konusudur.

Annelerde daha çok çocukların ne yediğinden ziyade onları yemeye zorlama ve isteksiz olmalarından dolayı yemek yemeleri için kırk takla atma durumu söz konusudur.

Peki bu sorun inatlaşmadan zevkli bir yeme alışkanlığına dönüştürülebilir mi? Tabi ki evet bunun için yapılması gerekenleri uzmanların dilinden sizlere aktarıyoruz. Çocuklarınızın Beslenme Alışkanlıkları için yapılması gerekenler ve dikkat etmeniz gerekenler…

1- İlk dikkat etmeniz gereken çocuğunuza karşı sergilediğiniz tavır olmalı ona karşı her zaman nazik ve yumuşak olmalısınız. Çocuğunuz ile kavga ederek bir şeyleri yapmasını sağlamanız onda ters tepecek ve oda size bu şekilde karşılık verecektir.Bu şekilde yaklaşmak yerine onu tatlı dille ikna etmeyi deneyin.

2- Çocuklarınıza tercihler sunun onun sevmediği şeyler yerine sevdiği ve istediği şeyleri sunarsanız daha başarılı olursunuz. Örneğin sütten nefret eden bir çocuğa ısrarla süt ve süt ürünleri sunarsanız ağlamasına ve iyice nefret etmesine sebep olursunuz. Bunun yerine sevdiği şeylerden seçenekler sunun ve mutlu olmasını ve düzenli beslenmesini sağlayın.

3- En çok düşülen hatalardan bir tanesi de çocuklarınız yemek yemedikleri zaman onlara bunu yemesini ve yerse ödül olarak çikolata ve buna benzer çocuklar için zararlı olacak atıştırmalıkları önermeniz doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

4- En başarılı uygulamalardan bir tanesi de yemek yerken çocuklarınızın eğlenmesini sağlamak olacaktır. Yemek yerken zevk alan ve eğlenen bir çocuk yemek yemeyi eziyet olarak görmeyecek ve bu zamanın gelmesi için sabırsızlanacaktır. Sevmediği besinleri ona süslemeli bir şekilde sunarsanız örneğin eğlenceli bir meyve tabağı hazırlamanız sağlıklı besinleri tüketmesini teşvik edecektir.

5- Çocuğunuzun acıkmasını sağlayın. Acıktığında çocuk çok fazla tercih yapmayacaktır ve bu sayede yemek seçme gibi bir alışkanlık edinmeyecektir. Açıkması sizi mutsuz edecektir belki ama yemek yeme alışkanlığını bu şekilde kolayca kazanacaktır.

 

Çocuklarınızın Arkadaşlarını iyi Tanıyın

Çocuklarınızın Arkadaşlarını iyi Tanıyın

Çocuklarınızın kişisel gelişimi ve güvende olduğunu bilmek için yapmanız gerekenleri uzmanlar yaptıkları araştırmalar doğrultusunda açıkladı. Bunlardan en önemlisi çocuklarınızın arkadaşları ile olan ilişkileri ve arkadaş ortamlarının sağlığı. Çocuklarınızın arkadaşlarını iyi tanımanız gerektiğinden arkadaşları ile iyi bir iletişim kurmak için onları tanımalı ve sohbet etmelisiniz.

Böyle yaptığınızda hem çocuğunuzun arkadaşları ile vakit geçirdiğinde daha samimi bir ortam sunmuş olacaksınız hem de kimler ile arkadaşlık kurduğunu yakından görebileceksiniz. Sağlıklı ilişkiler kurabilmesi ve sizin de düşüncelerinize saygı göstermesi için ilk işiniz bu olmalı…

Tabi bu onun hayatına doğrudan müdahale etmenizi gerektirmiyor. Sadece çocuğunuzu doğru şekilde yönlendirerek daha iyi ve sağlıklı ortamlar kurmasını sağlayabilirsiniz. Çocuklarınızın size bağımlı yetişmemesi için arkadaş ortamının önemi fazladır.

Davetkar bir eviniz olsun
Evinizi dışarıya kapalı bir şekilde dizayn etmeyin. Ve çocuklarınız eve misafir çağırdığında onlara samimi hoş bir karşılama ve sunumlar ile bir daha size gelmek için can atmasını sağlamalısınız. Bunun için öncelikle çocuklarınız için tasarladığınız çocuk odasının da etkisi büyük olacaktır. Çocuklarınızın arkadaşları ile daha hoş vakit geçirebilmesi için odasına oyun alanları oluşturabilirsiniz.

Arkadaşlarının isimlerini bilin
Çocuğunuzun tek tek kimler ile arkadaşlık kurduğunu bu çocukların nerede oturduğunu ve isimlerini tek tek öğrenin aileleri hakkında çocuğunuzdan bilgi edinin.Hatta çocuğunuzun arkadaşlarını bir liste haline getirip aile telefonlarını da not alabilirsiniz.

Gözlemleyin
Arkadaşları ile birlikte iken çocuğunuzun davranışlarını ve arkadaşları ile olan ilişkilerini gözlemleyin. Çocuğunuza yanlış bir davranış sergileyebilecek bir arkadaşı varsa onu uyarın.

Arkadaşlarının aileleri ile tanışın
Çocuğunuzun en samimi olduğu arkadaşlarının aileleri ile tanışmanız çocuğunuzu hem mutlu edecek hemde çocuğunuzda arkadaşının evine gittiğin de nasıl bir aile içine gireceğinden emin olmuş olursunuz ve gözünüz arkada kalmaz.

Etkinliklere katılın
Çocuğunuzun okulda yapılan etkinliklere davet edildiğinde kaçırmamaya özen gösterin. Çocuklarınızı okulda yalnız bırakmamanız bu sayede de okul ortamında ki arkadaşları ile tanışma fırsatı yakalamanıza neden olabilir.

Aile aktivitelerine davet edin

Çocuklar ergenlik döneminde özellikle aileleri ile değilde arkadaşları ile vakit geçirmeyi tercih ederler. Aile aktiviteleri düzenleyerek çocuklarınızın arkadaşlarını tanıma fırsatını bulabilirsiniz.

Çocuğunuzu Kendinize Bağımlı Yetiştirmeyin

Çocuğunuzu Kendinize Bağımlı Yetiştirmeyin
Anne ve çocuklar arasında olan bağımlı ve bağlı ilişki sıklıkla karıştırılır. Ancak bağımlı ilişki ile bağımsız ilişkinin arasındaki fark basit bir şekilde birinin sağlıklı ilişki diğerinin sağlıksız ilişki olmasıdır. Bağımlı ilişki için anne ile bebeğin arasındaki göbek bağının ruhsal olarak da kopmaması diyebiliriz. Yani kendinizi gövdenizden, boynunuzdan,el ve ayaklarınızdan annenize bağlanmış olarak düşünün. Yani çocuk küçükken anneye her yerinden ipler ile bağlıdır. Sağlıklı bir ilişkide çocuk büyüdükçe annede iplerini biraz biraz gevşetmeye başlar.

Annenin bu ipleri tek tek bırakması sonucunda çocuk bilinçli bir birey olarak kararlarını sağlıklı bir şekilde vermeye başlar. Eğer ipler zamanında bırakılmazsa yetişkin kişi duygusal dünyasında annesinden bağımsız yaşayamaz. Bu yetişkinin kişisel özelliklerine yansır. Mesela kişinin duygusal hareket kabiliyetini kısıtlayarak bağımsızlaşmasına engel olur.

Sağlıklı bir şekilde gelişiminin tamamlanması için anne tarafından mutlaka teşvik edilmelidir. Çocuğunuz ile doğru iletişim kurarak buna başlayabilirsiniz. Örneğin kendi başına yemek yemesi, kendi kendine yürümeye çalışması dışarıya çıkmasına izin verilmesi gibi. Anne bunların tam tersine dominant bir yapıya sahip ise çocuğun kendi seçimlerini yaparak kararlar almasını engeller ise bu çocuğun gelişip özgürleşmesini engelleyecektir. Çünkü anneye bağımlı çocuklarda öz güven sorunu oluşuyor.

Öz güveni gelişmeyen bir çocuk da sadece bedenen büyümüş olur. Yalnızca annesinin yanında kendini güvende hissedecek ve ona bağımlı yaşamak zorunda kalacaktır. Halbuki oda artık bir yetişkindir ve kendi hayatını yönetebilmesi ve kararlarını alabilmesi için bu bağdan kurtulması gerekmektedir.

Kurtulmadığı takdirde yine kendi kendisiyle çelişkiye düşecektir. İçinde hep başka şeyleri özgürce istediğince yapmak isteyen taraf olacakken diğer tarafında onun fikirlerine saygı duymayan, desteklemeyen ve beğenmeyen bir ebeveyn olacaktır. Bu durumda kendi duygularını bastırırken yanlış olanın hep kendisi olduğunu düşünecek buda karmaşıklığa neden olurken çocuğun içten içe anneye daha çok bağlı kalmasını sağlayacaktır. Birey ailesine bağlı fakat bağımlı asla değildir. Ebeveyninin tavsiyelerini elbette dinler fakat tavsiyeleri emir olarak algılamaz. Bunlara dayanarak doğru olan yaklaşımın bağlı ilişki olduğunu bağımlı olan ilişkinin de olumsuz etkilerinin fazla olması dolayısı ile sağlıksız bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz

Kötü Karne Getiren Çocuğa Nasıl Davranılmalı?

Kötü Karne Getiren Çocuğa Nasıl Davranılmalı?

Çocuklarınız tüm dönem boyunca çalışıp sizlere güzel bir karne getirip mutlu olmanız için çabalamaktadır. Ama bazen çocuklarınız yüzünden bazende derslere kendilerini verememeleri  yüzünden hayal kırıklığına uğrayabilirler. Karne günü gelip çattığında çocuklarınıza bu durumun stresi sarmaktadır. Bazı öğrenciler başarılı olduklarını bildikleri için hemen eve gitmenin heyecanını yaşarken kimi öğrencilerde umutsuz bir şekilde bu karne ile eve gidersem babam beni döver düşüncesi ile eve bile gitmemektedir.Hatta bazı öğrenciler karneleri ile oynamaya bile tenezzül etmektedir.

Çocuklarınıza Kızmayın

Uzmanlar yaptıkları açıklamalarda çocuklarınız nasıl bir karne getirirse getirsin onlara kızmayın uyarasında bulunuyor. Özellikle tatil zamanı gelip çattığında çocuklarınızı bu psikoloji ile tatil yapmasına engel olmalı onlara moral vermeye çalışın ve konuşma yolunu tercih edin.

Karnelerin çocukların zekalarının göstergesi olmadığını dile getiren uzmanlar yaptıkları açıklamada ”Çocuğun dönem sonu karnesinde bulunan zayıflar bulunabilir bu durum onların kişilik ve zeka seviyeleri ile ilişkisi olduğunu düşünmek yanlış bir düşünce olacaktır” ifadesini dile getirdi ve çocuğun içinde bulunduğu şartların onun sebeplerinin karnelerine kadar yansıdığını dile getirdi.

Başarısızlıklarda psikolojik ya da fiziksel bir neden etkili olabilir

Çocuğunuz zeki ve kapasitesi yüksekte olsa stres ortamında yada evde mutsuz olması hocasını sevmemesi ve buna benzer durumlardan dolayı kendini derslerine veremeyebilir ve öğrenme zorlukları yaşayabilir. Uykusuzluk da bu gibi durumların en belirgin özelliklerinden bir tanesidir.Bu gibi durumlarda çocuklar geç öğrendikleri veya unutkanlık gibi alışkanlıklar edindiği için ders çalışsa da çalıştıklarını akıllarında tutamaz ve sınav günlerinde heyecan yapamama korkusu yüzünden başarısız olabilirler. Bu yüzden çocuklarınız ile ikili diyologlarınızı ilerletmeli onları her zaman dinlemelisiniz. Çocuklarınızın kendilerini geliştirmesi çok önemlidir.

Aşırı beklenti, aile içi anlaşmazlık, kardeş kıskançlığı 

Anne ve babaların çocuklarında büyük beklentilerinin olması ve sürekli baskı yapmaları da çocuklarda olumsuz davranışları doğuran özellikle sınav günlerinde bu korku ve heyecan duygusundan başarısızlıklara yol açabilmektedir. Aile içinde anlaşmazlık gibi durumlarda da çocuğun aklı her zaman evde olduğu için akşam eve gittiğinde yine kavga gürültü ortamının olacağını düşündüğünden kendisini derslerine veremeyebilir bunun için öncelikle aile içi geçimsizliği önlemeniz gerekmektedir.

Yine en çok yapılan hatalardan bir tanesi çocuklar arasında kıyaslama yapılması ve çocuklarının birini diğer çocuğa kışkırtarak bak kardeşin senden çok zeki sen aptal oldun çıktın tarzı yaklaşımlar ile çocuğun psikolojisini bozmaktadır.

Çocuklarda Ağlama Krizi Nasıl önlenir?

Çocuklarda Ağlama Krizi Nasıl önlenir?

Küçük çocuklarda ağlama krizi bir başladı mı bir daha kolay kolay geçmemektedir.Üstelik küçük yaşta edinilen bu ağlama krizleri ileride kalıcı sonuçlar doğurabilir. Çoğu kez tanık olmuşsunuzdur istediğini yaptırmak için ağlayan çocuklara. Anne ve babalar rezil olduk duygusu ile hareket ederken onlar ile doğru bir şekilde konuşmaktan kaçınırlar.

Ağlamayı, istediklerini elde etme aracı olarak kullanırlar

Çocuklar her istedikleri olsun isterler ve bunun için elinden gelen her şeyi yaparlar en iyi silahları da ağlamaktır.Sizin sözlerinizi dinlemek yerine kendi isteklerini yaptırmak isterler. Bunu bir kez elde ettiklerini görürseler sürekli aynı yola başvuracaklardır.Özellikle küçük yaşlarda ki çocuklar konuşma becerilerini kazanana kadar ağlamaktan vazgeçmezler. Anne ve baba olarak 2 yaşını dolduran çocukların isteklerini ağlayarak değil konuşarak yaptırması gerektiğini onlara aşılaması gerekmektedir. Bunun için çocuk ağlarken aile, “bunu mu istiyorsun?”, “oyun mu oynayalım?”, “bir yerin mi acıdı?”, “oyuncağını mı aldı?” bu gibi sorular sorup nedenini öğrenmek yerine onun size bunu sözlü anlatmasını sağlayın.

Küçük yaşta edinilen alışkanlıklar kalıcı olur

İlk olarak amacınız çocuğunuz kelime bilgisinin genişlemesini sağlayarak isteklerini ağlayarak değilde konuşarak anlatması için ona ihtiyacı olan kelimeleri öğretmeniz gerekmektedir. Bu şekilde çocuğunuz 3-5 yaşlarını geldiğinde kendisini daha iyi anlatabilecek kıvama gelecektir.

Okul öncesinde önceden edinilmiş bu bilgiler onlar için yararlı olacaktır.Okula giden çocuklar eski alışkanlıklarını pekiştirdikleri için ileride de bu alışkanlıklarını devam ettireceklerdir.Söz her zaman sizde olmalı eğer otoriteyi bir kez çocuklarınıza verirseniz bir daha asla sözünüzü dinlemeyeceklerdir.

Size bu durumlarda düşen en büyük sorumluluk çocuklarınıza her isteklerini yapmanın veya yapmamanın kedi ellerinde olmadığını göstermek olmalıdır. İstediği olana kadar her türlü duygusal yola başvuran çocuklara ( “önceki gelişimizde de tutturmuştun!”), tehditkâr (“ağlarsan yapmam/almam!”), genelleyici (“hep ağlıyorsun!”, “yine tuttu damarın!”) veya değişken (“olmaz, izin veremem”, bir süre sonra “tamam tamam, haydi git!”) gibi sözlü yaklaşımlarda bulunmayın.

Bu gibi durumlarda size düşen görev çocuğunuz isteği ile yapılabilir olup olmamasını ileride de aynı şeyleri tekrar etmemesi için doğru kararlar vermelisiniz. Ve izin vermediğiniz şeylerin sebebini çocuklarınıza anlatmalısınız.

Çocukları Enfeksiyonlardan Uzak Tutmanın 7 Yolu

Çocukları Enfeksiyonlardan Uzak Tutmanın 7 Yolu

Çocukların enfeksiyonlardan korunması için ne yapılması gerektiği ve ne gibi önlemler alınmasını anlatan uzmanlar çocuklarınızı enfeksiyondan korumak için 7 yolu sizlere açıklıyor.

Okula giden çocuklar için çevre ve arkadaş ortamı her zaman enfeksiyon yayılma riskini doğurmaktadır. Bunun için ilk olarak çocuklarınızın aşılarını tamamlamanız gerekmektedir.

1- ELLER SÜREKLİ YIKANMALI

Elleri yıkamak ilk önceliğiniz olmalıdır. Çocuklarınız dışarıda oynarken ne olduğunu bilmediğiniz bir çok şey ile tema halindedir. Bunların başında kedi, köpek gibi hayvanlar ve parkta kumda oynamalarını söyleyebiliriz. Yemek yemeden önce eve girerken mutlaka eller yıkanmalı ve hijen sağlanmalıdır. Çocuklar üşendikleri için ellerini yıkamak istemezler siz bunu onlara anlatmalı ve bu alışkanlığı edinmelerini sağlamalısınız. Evde kontrol her ne kadar sizde olsa da okulda çocuklarınızı takip edemeyebilirsiniz bunun için okulların hijenik olup olmadığına dikkat edin ve tuvaletlerde sabun ve kağıt havlu olmasını sağlayın.

2- TUVALET, MUSLUKLAR VE KAPI KOLLARI TEMİZ OLMALI

Oyuncak ve kullanılan eşyalarda büyük risk taşımaktadır. Çocuklarınızın bunları kullanmasına izin vermeden önce kesinlikle temizlenmesi gerekmektedir. Bir diğer tehlike arz eden yer tuvaletlerdir. tuvaletlerde ki musluklar ve kapı kolları da temiz olmalı.

3- PAMUKLU VE İKİ KAT İNCE GİYSİLER TERCİH EDİLMELİ

Kışa girdiğimiz için kıyafet seçimine de özen göstermelisiniz bu aylarda daha çok pamuklu ve ince giysileri tercih edin çocuğunuz bu sayede terlemeyecektir.

uyku4- YATAK, YASTIK VE YORGAN TEMİZLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ

Çocuklarınızı haftada en az 2-3 kere banyo yaptırın ve kişisel bakımlarına özen gösterin.Uyuduğu alanı iyi temizlemeli yorgan yastıkları sürekli değiştirilmelidir. Uyumadan önce dişler fırçalanmalıdır.

5- ÇOCUKLARA MENDİL KULLANMA ALIŞKANLIĞI EDİNDİRİLMELİ

Çocuklarınıza mendil kullanmayı öğretin ve bunu alışkanlık haline getirmesini sağlayın kalabalık bir ortama hapşırdığında hastalık yayılımı daha kolay olmaktadır, bilinçli hareket etmek gerekmektedir.

6- DIŞARIDAN YİYECEK VE İÇECEK ALIMI ENGELLENMELİ

Çocuklarınıza okulda dışarıdan bir şey almasını önleyin. Nasıl yapıldığını bilmediğiniz gıdaların tüketimi yerine her gün evde beslenme çantası hazırlayın. Meyve ve sebzeleri yemeden yıkanması gerektiğini de vurgulayın çocuklarınıza.

7- YARALAR ÖNCE TEMİZ SU VE SABUN İLE YIKANMALI

Çocuklarınız sürekli yaramazlık yapıp oyun oynadığı için yaralanma riski yüksektir. Çocuklarınızın yaraları enfeksiyon kapmadan öncelikle temiz su ve sabun ile yıkanmalı, ecza dolabında bulunan sağlık malzemeleri ile ilk müdahale yapılmalıdır. Sonrasında en yakın sağlık merkezine gidilmelidir.

 

Çocuğunuzu Teknoloji Bağımlılığından Korumanın Yolları

Çocuğunuzu Teknoloji Bağımlılığından Korumanın Yolları 
Bir çok uzman yaptığı araştırmalar sonucunda her fırsatta teknolojinin hayatımızda olan yerini ve teknolojik gelişmelerden uzak kalınamayacağını, teknolojiyi hayatınızdan tamamen çıkarmanın imkansız olduğunu belirtiyorlar. Her ne kadar teknolojiyi hayatınızdan çıkaramasanız da alınabilecek önlemler ile teknolojinin çocuklar üzerinde ki olumsuz etkileri minimum seviyeye çekilebilir. Ailelerin dikkat etmesi gereken konularda yaptığımız araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz bilgi ve tecrübelere göre işte ailelerin dikkat etmesi gereken başlıca uygulamalar…

Teknolojik bağımlılıkla mücadele ediyorsanız ve bunu daha başarılı yapmak için neler yapmayalım diyen ebeveynler için tavsiyeler

1-İLETİŞİM KURUN Çocuklarınıza emri vaki cümleler kullanmayın ve onlar ile iletişime geçin. Çocuklarınız ile daha fazla zaman geçirin. Unutmayın teknoloji bağımlısı çocukların en büyük nedenlerinden bir tanesi evde yalnız kalmaları ve bunu teknolojik ürünler ile gidermeye çalışmasından ibarettir. Gittiğiniz yerlere mutlaka çocuğunuz ile gidin ve onu evde yalnız bırakmayın. Sosyal aktiviteler yapmaya özen gösterin.

2-KALİTELİ ZAMAN GEÇİRİN Çocuğunuz ile geçirdiğiniz zamanın da onlar üzerinde etkisi oldukça büyüktür. Eğer sizinle yaptığı şeylerden mutluluk duyarsa ve bunun için oyuncaklarından bile vazgeçebiliyorsa zaten büyük bir sorunu aşmışsınız demektir. Onunla birlikte parklara ve spor merkezlerine, gençlerle sinema, tiyatroya ve maçlara gidilebilirsiniz. Yapmaktan hoşlandığı sporları yapabilir birlikte anılar yaratabilirsiniz. Ayrıca birlikte okuduğunuz kitap ve dergiler sayesinde hayattan yeni bir şeylerde öğrenecektir.

3-OYUN OYNAYIN Onlar ile ilgilenirken birlikte oyun oynamayı unutmayın. Oyunun çocukların dünyasında ki yeri çok başkadır.

4-İYİ MODEL OLUN Ebeveynler yaptıkları ve yapacakları davranışlar ile çocuklarına çok iyi bir model olmalıdır. Eğer siz onların yanın bilgisayar telefon gibi teknolojik aletlere bağımlı yaşarsanız onlarında sizin izinizden gelmesi kaçınılmazdır.

5-SORUMLULUK VERİN Çocuklarınıza vereceğiniz görevler ve sorumluluklar onlarda daha baskın duyguları öne çıkartacaktır.

6-SINIR KOYUN  Belli bir yaşa gelmeden önce kesinlikle teknolojik ürünleri kullanmasına izin vermeyin. Uzmanlara göre 7 yaşına kadar teknolojik ürünlerden uzak durulması gerekiyor.

7-TAKİP EDİN Çocuğunuzun neler yaptığını her zaman izleyin. Kullandığı internet bağlantısının gireceği siteleri sınırlayın ve konuştuğu kişiler ile sizlerde tanışın. Bu şekilde daha güvenli bir şekilde teknolojiyi kullanmasını sağlayabilirsiniz.

 

Çocuklarınızın Dünyasında Çizgi Film

Çocuklarınızın Dünyasında Çizgi Film
Çizgi filmler, çocukların küçük yaşlardan başlayan ve izlerken kendisini dış dünyaya tamamen kapattıkları her gün sıkılmadan yaptıkları bir eylemdir.Çizgi filmler çocuklarınızı hem eğlendirirken  hem de hayal dünyalarında bambaşka kapıları açar. Çocuklarınızı mutlu ederken bir yandan da bir şeyler öğretir. Çizgi filmin çocukların üzerinde etkisi büyük olduğundan çok dikkatli olmak da sizlere düşüyor. Olumlu sonuçlar doğurabildiği gibi dikkatsiz ve kendi başına bırakıldığında olumsuz sonuçları da beraberinde getirebilir. Çocuklarınız bir çok şeyi çizgi filmlerden öğrenmekte eğitici filmler sayesinde doğruyu yanlışı daha iyi ayırt edebilmektedir.

Çocuğunuzun dünyasında çizgi filmlerin olumsuz etkileri azaltmak için…
Çizgi filmlerinde olumsuz etkilerini göz önünde bulundurarak bazı şeylere çok dikkat etmelisiniz bunların en başında çocuklarınızın televizyon karşısında geçirdiği toplam saati kontrol altına almak ve her istediklerinde izin vermemek. Belli başlı saatlerde izlemesini sağlayarak hem bazı şeyleri yaptırmak istediğinizde ödül olarak tv seyretmesine izin verebilirsiniz. İzlediği filmleri sizlerde beraber izleyerek içerikleri hakkında bilgi sahibi olun ve kahkahalarında ona eşlik edin bu sayede çocuklarınız daha mutlu olacaklardır. Şiddet korku ve öfke içeren çizgi filmleri kesinlikle çocuklarınıza izletmeyin.

çizgi filmŞiddet içeren çizgi film izleyen çocuklar sabırsız ve asi oluyor
Sürekli şiddet içerikli çizgi film izleyen çocukların diğer yaşıtlarına göre daha fazla kavga ettikleri ve çok daha gergin oldukları gözlemlenmektedir. Bu çocukların anne-baba ve büyükleriyle ilişkilerinde daha gergin, sabırsız ve asi oldukları görülür. Şiddet içeren çizgi filmleri izleyen çocuklar acı ve üzüntülere daha az hassas olurlarken Gerçek hayatta çevrelerindeki şiddet unsurlarından hiç rahatsız olmadıkları gözlenebilmektedir. Yapılan araştırmalara göre şiddet içerikli çizgi film izleyen çocukların çevrelerine karşı saldırgan dolu davranışlarda bulunmada diğerlerine göre daha yatkın oldukları gözlenmiştir.

 

Realite Algısını Zayıflatan Çizgi Filmlere Dikkat

Çocuklar 7 yaş öncesinde özellikle realite algısını zayıflatan çizgi filmlerden uzak tutulmalıdır. Okul öncesi dönemde çocukların soyut düşünme yetenekleri henüz gelişmemiştir. Çocuklar, televizyonda izledikleri tüm unsurların bir hayal ürünü olduğunu idrak edemezler ve olumlu olumsuz tüm izlediklerini taklit etme yoluna giderler. Bu zamanla çocukların yetersizlik duygusu geliştirebilir.

Çocukla Araba Yolculuğu İçin Tüyolar

Çocukla Araba Yolculuğu İçin Tüyolar

Çocuklarınız ile bir yolculuğa çıkacaksanız ve bu yolculuğun size zehir olmaması için size altın değerinde önerilerimiz var. Bu sayede yolculuğunuz çok daha eğlenceli ve sorunsuz geçecektir. Yolculuğa çıkmadan önce en temel amacınız çocuğunuzun temel ihtiyaçlarını karşılamak ve yola öle çıkmak olmalıdır.

Yola çıkış saatini belirleyin

Eğer yolculuğunuz uzun bir yolculuk ise 3 veya 6 saat arasında sürecekse yolculuğunuzun en iyi şekilde geçmesi için çocuğunuzun uyuması ve sıkıcı yol trafiğinde sizi daha fazla sıkmamasını sağlayacaktır. Bunun için yola çıkarken çocuğunuzun genelde uyuduğu saatin 1 saat öncesinde yola koyulun Bu sayede çocuğunuz yol boyunca uyuyacaktır. Eğer yola gündüz çıkıyorsanız veya daha uzun süreli bir yolculuk olacak ise çocuklarınızın uyuma vaktini trafiğin ve yolun en sıkıcı anına göre ayarlamalısınız.

Yolculuk çantanızda bunlar mutlaka olsun

Eğer çocuğunuz yol esnasında midesi bulanıyor ve kusuyorsa yanınıza mutlaka torba alın.Yolculuk esnasında çocuklarınızın terlememesi için terletmeyen giysiler tercih etmelisiniz. Eğer güneşli bir günde yola çıkıyorsanız güneş gözlüğü ve yanınıza şapka almayı da unutmayın. Bunun yanı sıra yanınıza ıslak ve kuru mendil almayı da ihmal etmeyin. Güneşe, tahrişe karşı koruyucu kremlerde en iyi dostlarınız olacaktır bu yolculukta. Ayrıca arabalarınız da ilk yardım çantası yoksa mutlaka edinmelisiniz. Çocuklarınızın yolda canı sıkılmasın diye ufak oyuncaklar alabilirsiniz bu sayede çocuklarınız yol boyunca size musallat olup dikkatinizi dağıtmayacaklardır.

Bolca su alın ve çocuklarınızın sevdiği içecekleri de almayı ihmal etmeyin. Yola çıkmadan önce araçlarınızın ısısını iyi ayarlamalı ve hava soğuksa aracınızın ısısını çocuklarınızın üşümeyeceği dereceye getirmelisiniz. Çocuklarınızın oturduğu yerlere terletmeyen özel kılıfları kullanabilirsiniz.
Çocuğunuzun en sevdiği oyuncağını yanına almasına izin verin ona iyi bir yol arkadaşı olacaktır.

Eğer çocuğunuz yol boyunca uslu durmaz ve yaramazlık yapmaya devam ederse onu uyutmaktan başka çareniz olmayacaktır. Bunun için uyumasını sağlayan ne varsa yapabilirsiniz. Mola verdiğinizde iyi vakit geçirmesini sağlayın ve her molada onu ödüllendirin bu sayede bir diğer molada durma sözü vererek onun yol boyunca sakin kalmasını sağlayabilirsiniz.

 

 

Çocuklar Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?

Çocuklar Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
Spor yapmak tüm herkes için faydalı bir sosyal aktivitedir. Özellikle çocuk yaşlarda spor yapmaya başlayan kişiler hem sağlık açısından hemde çocuğunuzun fiziksel gelişimi açısından çok önemlidir. Diğer dikkat edilmesi gerekilen konulardan bir tanesi de hangi yaşta hangi spor dalları yapılmalı ? uzmanların yaptığı önerileri ve araştırmalarımız sonucunda elde ettiğimiz bilgileri sizler için bir araya topladık.

Çocuklarınız spora başlamadan önce onlarla güzelce konuşmalı ve hangi spor dallarına daha istekli öğrenmelisiniz. Bunun yanı sıra çocuklarınızın ilgilerini ve yeteneklerini, ihtiyaçlarını ve zamanlamayı doğru tespit etmelisiniz. Çocuklarınız istediğiniz spor dallarını yapabilir fakat yaptığı spor dalını da sevmesi çok önemlidir. Çocuklarınız birlikte sizde aynı sporu yaparsanız onlar daha keyif alır ve bu onları spora daha da teşvik eder. İşte, yaş grubuna göre çocukların yapabileceği sporlar…

YÜZME

Yüzme çocuklarda en 3 yaş itibari ile başlanması uygun bir spor dalıdır. Başlangıç olarak yüzme programları ile başlamalısınız. Bu branşta çocuklarınız yenme ve yenilme üzerine duygusal düşünebilir bu yüzden yapılan antrenmanlarda yarışma güdüsü olacaktır. Öz güveni yüksek çocukların bu branşta başarı sağlaması yüksektir.

Tenis

TENİS

Tenis başlama yaşı 6 olarak uygun görülmüştür. Aletli bir branş olduğundan çocuklarınızın biraz daha yetişkin olması gerekmektedir. Bireysel bir oyun olduğundan kendini kontrol edebilen ve hırsına yenilmeyecek çocukların bu branşta başarılı olması mutlak olacaktır. Tenis zor uzun uğralar sonucunda pekiştirilen bir spor dalıdır hareketli ve yerinde duramayan çocuklar için uygun bir spor dalıdır.

BASKETBOL
Basketbol günümüzde futboldan sonra en popüler spor dallarından bir tanesidir. Çocuklarda basketbol 6 yaştan itibaren başlangıç programları ile başlanması uygundur.Bir takım sporu olan basketbol 9 yaşından itibaren tüm çocuklar için önerilmektedir. Çocuklarda sosyalleşmeyi de destekleyen basketbol özellikle bu duygulardan eksik çocuklar için ideal bir fırsat olacaktır.

VOLEYBOL
Voleybol basketbol ve yüzme branşlarına oranla daha geç başlanan bir spor dalıdır. Voleybol için en uygun yaş 8-9 yaşlarıdır.Voleybol hem beceri hemde teknik gerektiren bir branştır.Bu yüzden genel becerileri eksik olan çocuklarda öğrenim ve başarı süresi biraz daha uzamaktadır.

Sorunlu değil, soru(m)lu çocuk olsun

Sorunlu değil, soru(m)lu çocuk olsun Birçok alışkanlıkların çocuklara kazandırılması için mutlaka doğru eğitim …

Çocuğunuz Tembel mi?

Çocuğunuz Tembel mi? Ders çalışmayan çocuklara en çok yakıştırılan laflardan bir tanesi de tembel kelimesidir. …

Çocuklarınızı İlk 3 Yıl Teknolojiden Uzak Tutun

Çocuklarınızı İlk 3 Yıl Teknolojiden Uzak Tutun Çocuklarınıza teknoloji konusunda sınır koymanız üzerinde duran …